Dahon, Creme, Zefal ve Niceleri
Bir önceki yazımda devam edeceğimi söylemiştim, kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Sedona ve Merida’yı gezdikten sonra bir takım seminerlere girdik. Bu seminerler bir önceki yazımda da yer verdiğim bisikletle alakalı bazı ayrıntıları daha geniş şekilde anlatılmasıydı. Merida ve Sedona anlatımlarından sonra Dahon’a geldik.Biliyorsunuz ki Dahon,Türkiye’deki katlanır bisiklet piyasasının demirbaşlarından.Türkiye’de o kadar anlı şanlı olması, Türkiye’ni Dahon tercih eden ülkeler arasında ilk 10’a girmesine vesile olmuş. Gözüme çarpan yenilik Mariner D8’in gelmesi. Sekiz vitesli, 1800 TL civarı fiyatıyla uygun bir seçim. Üstelik 3 renk seçeneği var ki bu renklerin bu sene Türkiye tarafından seçilmesine hak tanınmış. Çoğu bisiklette kolaylıkla gidonun yönüyle oynamanızı sağlayacak bir gidon boğazına yer verilmiş.
Creme Bisikletlerde ise Greg Gampe bizi sunumuyla büyüledi. Her bisikleti en ince ayrıntısına kadar anlattı.Butik bir şirket olan Creme, Polonya’da faaliyet gösteriyormuş, bisikletleri el yapımı ve çoğunlukta kadrolarda Cro-Moly kullanıyorlar. Bisikletlerinde ufak tefek değişikliklere gidilmiş, el yapımı olduğu için detaylara önem verilmiş ve bu detay konusuna espritüel bir yaklaşım yapmışlar:
Epey hoşuma gitti böyle bir dokunuş yapması tabii :D. Creme Firması bisikletlerin yanında bir de çantalar, ziller ve türlü türlü aksesuarlar üretmiş ve çoğuna da “vintage” yani antika havası verilmiş. Kim bilir belki bir gün hepsini inceler, inceleme yazısı yazarım (:
Oradan Zefal’in sunumuna geçtik, Aurelien Brunet sıcak bir karşılaşmayla başladı sunumuna. Firmanin isminin nereden geldiğini anlattı bize. Zephyr ve Aluminium kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiş Zefal. (Zephyr; rüzgar,esinti anlamına geliyor, aluminium bildiğimiz alüminyum 😀 ) Tubeless takarken yardımcı olan bir pompa üretmişler. Gayet pratik bir şekilde işinizi kolaylaştırıyor.
Çanta türlerine gelince heybe türlerini ve arkaya takılabilen çanta çeşitlerini gösterdi Aurelien bizlere. Burada Dry Pack 2 adlı su geçirmez-suya dayanıklı değil- çanta çok dikkatimi çekti. (Sunumdan sonra Aurelien’e sağlam bir soru sordum bunun hakkında ondan da bahsedeceğim.) En son olarak kendi matarımızı tasarlayacağımız Zefal’in yeni modülü tanıtıldı. İkiyüz elli adet ve fazlasına istediğiniz şekilde matarınızı tasarlayıp ürettirebiliyorsunuz.
Sunumdan sonra Aurelien’i yakalayıp o dediğim soruyu sordum. Suya dayanıklıyla su geçirmezin farkı nedir diye. Bana dikimlerinin, kullanılan kumaşın ve fermuarın tipi gibi etmenler gösterdi. Peki dedim,’’Ne kadar süre su geçirmez bunlar?’’.’’Fazla yağmur yağınca hiçbiri dayanmaz tabii ki’’ dedi. Eh haklı, bir ürün Gore Tex bile olsa bardaktan boşanırcasına yağan bir yağmura dayanamaz 😀 .
Aslı Gelişin 2017 benim için verimli geçti. Yabancılarla tanışma fırsatı buldum, yeni ürünleri ve teknolojileri inceleme şansı buldum. Size birkaç adet fotoğrafla veda ediyorum, bir daha ki yazıya dek bisikletle kalın, esen kalın (:
Alperen Efendioğlu