Türkiye’de yol bisikletine merakı olan hemen hemen her bisikletçinin imrenerek baktığı fakat fiyatlardan dolayı pek azının bisiklet satın alabildiği markalar vardır. Bu markalardan biri de Pinarello’dur. Cicli Pinarello S.p.A, pek çoğumuzun bildiği gibi 1952 Yılında İtalya’nın Treviso Kenti’nde Giovanni Pinarello tarafından kurulmuş bir bisiklet markasıdır. Marka, sadece el yapımı yol, yarış, zamana karşı ve cyclo-cross bisikletleri üretmektedir. Ek olarak Opera adında component (parça) üreten bir yan kuruluşu da mevcuttur markanın. Pinarello’dan biraz bahsettikten sonra biz gelelim konumuza. Malum olduğu üzere Pinarello, Team Sky’ın bir süredir bisiklet sponsoru. Team Sky, Chris Froome önderliğinde başarıdan başarıya koşarken biz de ekranlarda Pinarello’nun siyah ve mavi renklerden oluşan bisikletlerini izliyoruz. İngiliz devi Team Sky bir İtalyan devi sayesinde yoluna devam ediyordu. Fakat artık işler o kadar da basit değil. Pinarello’nun çoğunluk hissesi Dünya’nın en büyük şirketlerinden biri olan Louis Vuitton Grup’a satıldı. Giovanni Pinarello’nun oğlu ve şirketin (eski) sahibi Fausto Pinarello ise azınlık hissesinde kalarak söz hakkını kaybetmiş oldu. Her ne kadar Fausto, CEO olarak kalmaya devam edecek olsa da artık CEO makamının tek başına alabileceği kararlar dışında hiçbir kararı tek başına alamayacak.
Fausto Pinarello’nun satışla ilgili olarak öne sürdüğü sebepleri ise anlaması çok kolay. Pinarello 2015-2016 mali yılı içerisinde 52 milyon € gelir elde etmiş ve bu gelirin %90’ı İtalya dışından. Bu da gösteriyor ki marka, global bir marka olmak zorunda. Bu noktada Louis Vuitton Grup çok iyi bir ortak. Çünkü Louis Vuitton 1854 Yılı’nda, Paris, Fransa’da kurulmuş ve günümüzde 460’dan fazla mağazasıyla 50 ülkede operasyon yöneten bir marka. Eğer Dünya çapında büyümek istiyorsanız 50 ülkede 460’dan fazla mağaza açmış bir ortak mutlaka çok işinize yarayacaktır.
Yukarıda Louis Vuitton’un kuruluş yılının 1854 olduğunu yazdık. Yani şirket günümüze gelene kadar 2 adet Dünya Savaşından sağ salim çıkmayı başarmış. Olabilir, Avrupa’nın pek çok yerinde yüzünü karartmadan savaşlardan, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sağ kurtulmayı başarmış pek çok köklü marka, mağaza ve kuruluş mevcut. Fakat, Louis Vuitton konusunda bazı iddialar söz konusu. Fransız gazeteci Stephanie Bonvicini’nin yayınladığı Louis Vuitton, A French Saga kitabında öne sürdüğü iddialara bakılırsa şirket Nazi Kuvvetlerinin Fransa işgali sırasında Nazilerle işbirliği yapmış, Nazilerin Fransa’da kurduğu kukla hükümette söz sahibi olmuş ve savaş esnasında Almanya ile ticaretini sürdürmüş. Böyle iddialar söz konusuyken bu satıştan sonra bisiklet dünyasında nazi kokusu sarmış oldu etrafı.
Bu iddianın doğru olup olmadığını ortaya çıkaracak ya da taraf tutacak konumda değiliz. Tarihin içinden doğru ve yanlışı ayıklamak, iki ayna arasında kalmış cismin aynalarda oluşan görüntü sayısını saymak kadar zordur. Ortaya çıkan ortaklık bize sadece Norveçli yazar Knut Hamsun’un hikayesini hatırlattı. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, ünlü yazar Nazilerin Norveç’in işgali esnasında Naziler lehine yazılar kaleme almıştır. Norveç halkı ise Hamsun’un bu tavrını daha önce heyecanla satın alıp okudukları Hamsun kitaplarını yazarın evinin bahçesine bırakarak protesto etmişler. Kim bilir belki İtalyan Pinarello severler de bir gün bisikletlerini Fausto Pinarello’nun evine bırakarak protesto ederler.