Daha önce duyurusunu yaptığımız İstanbul-Çorlu arası bisiklet gezimizi ekip olarak kazasız belasız tamamladık. Gerçekten son derece keyifli ve eğlenceli geçti İstanbul-Çorlu etkinliği bizler için. Yolculuğa beş kişi çıktık. Planımız metro ve metrobüsü kullanarak Beylikdüzü’ne kadar gitmek ve oradan da pedallamaya başlamaktı. Çorlu’ya vardıktan sonra bir akşam konaklayacaktık ve ardından İstanbul’a otobüsle geri dönecektik. Gerek vakit darlığı gerekse aynı yolu geri dönme fikrinin bizi cezbetmemesi bu planı şekillendirmemizde ana etkenlerdi.
Planlarımız yol boyu tam anlamıyla tıkır tıkır işledi diyebiliriz. Metro ve Metrobüs yetkililerinin yoğun olmayan saatlerde bisikletlilere son derece anlayışlı ve yardımsever olduklarını söylemekte fayda var. Gerekli yönlendirmelerine uyduğunuz takdirde hiçbir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Söğütlüçeşme metrobüs durağında yetkililer 5 bisikleti aynı anda alamayacakları için bizden iki gruba ayrılmamızı rica ettiler bizler de öyle yaptık tekrar Beylikdüzü son durakta buluşmak üzere.
Sabaha karşı saat 4 gibi tekrardan buluştuk ve D-100’e bağlanıp yola koyulduk. Beylikdüzü çıkışında bizleri %4 eğimli 4.5 kilometrelik bir iniş karşıladı. Bu kadar mesafeyi neredeyse pedal çevirmeden kat ettik. Yol boyu araba, motor gibi pek çok aracın sürücüsü bizleri selamlayarak yollarına devam ettiler ve yolun el verdiği noktalarında olabildiğince bize yakın geçmemeye çalıştılar. Silivri’ye kadar ufak su molaları hariç hiç mola vermeden sürdük. Silivri’de bir kahvaltı yaptıktan sonra tekrar yola koyulduk.
D-100’ün Çorlu bağlantısına kadar çok fazla yokuş yoktu ve bizleri çok yormadı. Fakat Çorlu bağlantısına girdikten sonra bir kaç ciddi yokuşla karşılaştık. yine de bu yokuşlar çok göz korkutucu veya tehlikeli değillerdi. İstanbul-Çorlu arası mesafe, biraz antrenman yapıldıktan sonra rahatlıkla kat edilebilecek bir mesafe ve kesinlikle sorunsuz bir güzergah. Yol boyu mola verdiğimiz benzinliklerde ve diğer esnaflardan oldukça pozitif ve yardım sever tepkiler gördük.
Yolculuk boyu canımızı tek sıkan şey ise otobüs firmasının anlamsız yere önce bisikletlerimizi bagaja almak istememesi, aldıktan sonra ise bizlerden para talep etmeleriydi. Bisikletlerin ön ve arka tekerlerini sökmemize ve bagajlarının boş olmasına rağmen bizlere oldukça zorluk çıkardılar. Fakat yasal bir dayanakları olmadığı ve biz de geri adım atmadığımız için bisikletlerimizi aldılar ve o sorun da çözülmüş oldu.
Yol ile ilgili aklımızda kalanlar ve önemli olduğunu düşündüğümüz izlenimlerimizi sizlere elimizden geldiğince paylaşmak istedik. Umarız başka etkinlik haberleriyle tekrardan karşınıza çıkacağız.