Fizik dünyasının en popüler isimlerinden olan, defalarca ölümden kıl payı kaçmayı başaran ünlü fizikçi Stephen Hawking 76 yaşında vefat etti. Yıllarca hayatta kalabilmesine vesile olan, ömrü boyunca peşinde koştuğu soruya cevap bulamadan, Cambridge’de hayata gözlerini yumdu.
Hawking’in hayatı boyu cevabını aradığı soru daha uzun yıllar bilim dünyasını meşgul edecek: Evren nereden geldi?
Stephan Hawking, aslında en meşhur elektronik bisiklet kullanıcısıdır desek yalan söylemiş olmayız. İnsanların her zaman için tercihlere gereksiz önem atfetmesi, günlük hayattaki durumları da manipüle etmektedir. Eğer kendi tercihimiz gereği iki tekerleği tercih edersek bisikletçi oluyoruz, eğer hayat bizi mecbur ederse tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş oluyoruz. Bizim için tekerlekli sandalye kullanıcıları da doğal birer bisikletçidir. Bu bakış açısından dolayı Hawking ile ilgili her şey bisiklet dünyasını da ilgilendirir fikrindeyiz.
Ünlü fizikçi Hawking, kendi adını taşıyan ve karadeliklerin işleyiş prensibi açısından çok fazla önem arz eden Hawking Radyasyon’unu keşfederek belki kendi kariyerinde bir kırılma noktasına imza attı. Doktorlar, yirmili yaşlarında Hawking’e 2 yıl içerisinde öleceksin demesine rağmen çalışmalarını sürdürdü. Geçirdiği zatürre sonucu nefes alabilmesi için boğazında delik açıldı. Bu, ona ağır bir darbe vurdu çünkü o zaman için Hawking’in tek iletişim kaynağı zar zor anlaşılan konuşmasıydı. Yürüyemeyen, yazı yazamayan, konuşamayan bir insan olmasına rağmen teknolojinin ve şansının da yardımıyla tekrar iletişim kurmaya ve üretmeye başladı.
Popüler olmayı seven, ilgi çekmeyi ve çeşitli insanlarla iletişim kurmaya tutkun olan Hawking, ikinci sıçramasını ise yazdığı kitapla gerçekleştirdi. Yazdığı “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere” kitabı bugüne kadar hiçbir popüler bilim kitabının ulaşamadığı satış rakamlarına ulaştı. 10 milyondan fazla satan kitap, insanlara bilimi sevdirdiği gibi, anlatılamaz denilen konuları oldukça yalın bir şekilde anlatarak büyük bir başarı sergilemiş oldu.
Sonsuz küçüklerle, genel göreliliği birleştirmeyi, her şeyin teorisini bulmayı hayal ederken hiçbir zaman Dünya’nın gerçeklerini, Filistin Davası’na destek vermeyi ihmal etmedi. Hiçbir şeyi dert etmeden yeri geldiğinde konferanslarda İsrail’i protesto etti. İsrail yönetiminin tavırlarının tam bir felaket olduğunu söylemekten de geri durmadı.
Hem bilimin sınırlarını hem de kendi sınırlarını her zaman zorlayan Hawking, Cambridge’deki evinde, 76 yaşında hayata gözlerini yumdu. Otuzlu yaşlarını göremeyeceği söylense de yaşama gücü ve beyin arasındaki ilişkinin ne kadar kuvvetli olduğunu kanıtlamış oldu. Rahmetle anıyoruz.
Daha fazlasını merak edenler için güzel bir belgesel:
